Birinci Şahıs Filmleri

Birinci Şahıs Filmleri 29–31 Mayıs 2009

İstanbul Modern Sinema, docİstanbul ile işbirliğiyle 29-31 Mayıs tarihleri arasında Birinci Şahıs Filmleri başlıklı bir sempozyum sunuyor. Türkiye’de bu konuda ilk kez düzenlenen bu sempozyumum amacı, dünyanın farklı bölgelerinden, geleneklerinden yönetmenleri ve araştırmacıları bir araya getirerek, sunumlar, tartışmalar ve film gösterimleri eşliğinde birinci şahıs filmi üretimini çeşitli açılardan ele almak, filmlerde kullanılan bu ifade türünün anlam ve içeriğini tartışmaktır.

Sempozyum programında, Arjantinli tanınmış belgeselci Andrés Di Tella’nın sunumu ve iki filmi "Televizyon ve Ben" (2002) ve "Fotoğraflar" (2007); Lübnanlı sanatçı, küratör ve eleştirmen Rasha Salti’nin sunumu; Filistinli yönetmen Kamal Aljafari’nin filmi "Çatı" (2006), Berke Baş’ın filmi "Nahide’nin Türküsü"nün galası; Berke Baş, Can Candan, Eylem Kaftan gibi yönetmen ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşecek olan tartışma paneli yer alacaktır.

İYİ GÜNLER TÜRKİYE!

7-14 Mayıs

İstanbul Modern Sinema, siyah-beyaz Yeşilçam’a sıcak bir selam gönderiyor. Mimar Sinan Sinema-TV Merkezi ile işbirliğinde hazırlanan seçkide, 1960’ların Türk sinemasından toplumsal gerçekçi filmler sunuluyor: Topraklarımızdan çıkan bu hikâyeler, izleyiciyi hasretle hüznün harmanlandığı bir kent yolculuğuna çıkaracak, mağrur İstanbul’u, buruk köylüleri gözler önüne serecek, kırık plakları dinletecek ve sadece eski zamanların Türk filmlerinden gelen o tuhaf huzuru yaşatıyor.

"İyi Günler Türkiye!" isimli bu programa filmlerin yönetmen ve oyuncuları da konuk olarak katılacak: Halit Refiğ, Duygu Sağıroğlu, Selma Güneri, Göksel Arsoy, Ertem Göreç, Nilüfer Aydan.

AH GÜZEL İSTANBUL, 1966
Yönetmen: Atıf Yılmaz
Oyuncular: Sadri Alışık, Ayla Algan, Feridun Çölgeçen

Bir İstanbul beyefendisi olan Haşmet ile işçi sınıfından gelen ve üst sınıfa geçme arzusuyla yanıp tutuşan genç Ayşe’nin hikâyesi. Çökmüş bir dönemin temsilcisi olan Haşmet, babasından kalan yalıyı satmış, onun bahçesinde içinde piyano olan gecekondusunda yaşamaktadır. Ayşe ise hem cahilliği hem samimiyetiyle yakınlık kurulabilecek bir karakter. Film bir yanıyla tartışadurduğumuz değer ve yargılar, Batılılaşma eleştirisini ortaya koyarken, diğer yanıyla hayatın acımasızlığı, sevmenin kurtarıcılığı, müziğin yozlaşmasını yansıtır.

KIRIK ÇANAKLAR, 1961
Yönetmen: Memduh Ün
Oyuncular: Lale Oraloğlu, Rüya Gümüşata, Mualla Kaynak, Turgut Özatay

Filmde bir dedikodu yüzünden dağılıp, gerçek anlaşılınca yeniden bir araya gelen bir işçi ailesi anlatılıyor. Kamyon şoförü Cemil, karısı Sabahat, kızı ve yaşlı babasıyla yaşar. Yuvası için saçını süpürge eden Sabahat, dedeyle torunun işkence etmekten zevk aldığı eğlenceleriyken, komşu kadın kocası Cemil’i çok beğenmektedir. Bir yanlışlık sonunda komşu kadın muradına erer, Cemil eşini evden kovar. Yeşilçam dünyasından samimi bir aile dramı...

BİTMEYEN YOL, 1965
Yönetmen: Duygu Sağıroğlu
Oyuncular: Fikret Hakan, Selma Güneri, Erol Taş, Tuncel Kurtiz

Göç sorunu ve emek sömürüsünü konu alarak Türk sinemasında önemli bir yer tutan film iki yıl yasaklanmış, uzun süre de sansürlenmiştir. Filmin merkezinde, işsizliğin kol gezdiği 1960’ların Türkiyesi’nde altı taşralı arkadaşın hayat mücadelesi yer alır. Kimi ekmek uğruna suça itilir, kimi büyük kentin caddelerinde açlıktan ölür. Kum deposundaki işçilerin sefaletini gösteren insan manzaraları fazlasıyla gerçektir.

ŞEHİRDEKİ YABANCI, 1962
Yönetmen: Halit Refiğ
Oyuncular: Göksel Arsoy, Nilüfer Aydan, Talat Gözbak

60’lı yıllar ve karaelmas kenti Zonguldak. Şehirdeki Yabancı, eğitimini tamamlayıp İngiltere’den memleketine dönen maden mühendisi Aydın’ın çalıştığı maden ocağındaki sömürü düzeniyle verdiği kavga üzerinedir. Film bir yandan düzen eleştirisi yapar, bir yandan da yalın bir aşk hikâyesi anlatır. Toplumsal gerçekçi sinemanın önemli örneklerinden biri olan film, Moskova Film Şenliği’nin açılışını yapmış, başrol oyuncusu Nilüfer Aydan ise "Şeref Diploması" almıştır.

KARANLIKTA UYANANLAR, 1964
Yönetmen: Ertem Göreç
Oyuncular: Ayla Algan, Beklan Algan, Fikret Hakan, Kenan Pars

Sendika kavramının ele alındığı Karanlıkta Uyananlar, "ilk grev filmi" olarak kabul edilir. Yeni sanayileşen bölgede sınıfsal ölçekteki günlük hayat işleniyor. İşçilerin arasında patrona gammazlık yapanlar, yerli üretime ihanet edenler, grev kırıcılar... Politik filmin belli bir ideolojinin sözcülüğünü yaptığını değil de, hayatın bir parçası olduğunu hatırlatan bir hikâye...

VESİKALI YÂRİM, 1968
Yönetmen: Ö. Lütfi Akad
Oyuncular: Türkan Şoray, İzzet Günay, Ayfer Feray, Semih Sezerli

Yer İstanbul, mekânımız gazino, şarkımız "Kalbimi Kıra Kıra", tepeden tırnağa bir melodram. Sait Faik’in "Menekşeli Vadi" adlı hikâyesinden uyarlanmış filmde, evli ve çocuklu, kendi halinde bir manav olan Halil ile Şen Saz’da konsomatrislik yapan Sabiha’nın imkânsız aşkı anlatılıyor. İki karakterin de ömür boyu inanmak istedikleri bir yalan üzerine kurdukları bu aşk hikâyesi, hem bir Yeşilçam melodramından beklenen her tür duyguyu aktarır hem de olmayacak bir aşkı deneyen bu karakterler izleyicide tuhaf bir his bırakırlar. Üzerine kitap yazılan tek Türk filmi olan Vesikalı Yârim 40 yaşında ve halen formda!

UMUT, 1970
Yönetmen: Yılmaz Güney
Oyuncular: Yılmaz Güney, Tuncel Kurtiz, Osman Alyanak

Çirkin Kral’ın Türk sinemasının kişiliğinde önemli rol oynayan bu vurucu filminde umut fakirin ekmeğidir. Adana’da faytonculuk yapan Cabbar, atına günün birinde bir otomobilin çarpmasıyla zaten ailesinin geçimini sağlamaya yeterli olmayan işini yitirmiş olur. Yokluğun pençesindeyken, arkadaşı Hasan’dan nehir kıyısında bir define olduğunu öğrenir. Ailesini geçindirme yükü gittikçe ağırlaşan Cabbar, bel bağladığı bu definenin olmama ihtimalini düşünmek bile istemez, delirene kadar umuduyla yol alacaktır. Filmin açılış sahnesi, sinemamızdaki sınıf çatışmasının güzel bir izdüşümüdür: Cabbar, "Paranızın Teminatı Sümerbank" yazan bir reklam tabelasının önünde işemektedir.

LİNÇ, 1970
Yönetmen: Bilge Olgaç
Oyuncular: Demir Karahan, Fatma Karanfil, Ali Şen

Türk Sinemasının ilk kadın yönetmenlerinden Bilge Olgaç’tan sinema tarihimizin en iyi hapishane filmi olarak adlandırılan ve birkaç sahnesi dışında tamamen erkeklerin rol aldığı bir film. Kerim Korcan’ın eserinden uyarlanarak çekilen ve gösterime girdiği yıl Adana Altın Koza Film Yarışması’nda ödül alan filmde, cezaevindeki mahkûmlar arasında yaşanan iktidar savaşına tanık olunur. Hapishanenin katı kurallarına karşı çıkıp, sonunda mahkûmlar tarafından linç edilen Arap Kadir’in başına gelenler, sade diliyle hapishane yaşantısını gayet çarpıcı biçimde aktarır.